Ergen terapisini çocuk ve yetişkin terapisinden ayıran özellikler nelerdir?
Ergen terapisine ne zaman gerek duyulur?
-
Güncel sorun bir süredir devam ediyor ve ergenin ilişkilerini, okul başarısını ya da işlevselliğini etkiliyorsa,
-
Zamanla azalmak yerine şiddetini artıyorsa vakit kaybetmeden bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.
Her yaşın olduğu gibi ergenlik dönemindeki bireylerin de kendilerine özgü sorunları vardır ve bu sorunlar özelleştirilmiş yöntem ve teknikler ile kendilerine has bir yaklaşım tarzı gerektirirler. Ergenlik dönemindeki bireyler fizyolojik, biyolojik ve psikolojik olarak yoğun bir değişim süreci içinden geçtikleri için duygu, düşünce ve davranışları da hızla değişir. Örneğin, ergenlik dönemi boyunca, prefrontal korteks yeniden yapılanma sürecinden geçmektedir. Beynin bu yeniden organize olma süreci, ergenlerin iletişim, duygu düzenleme, empati, sezgi ve sosyal beceriler gibi alanlarda ayrıntılı düşünme, problem çözme ve muhakeme yapma kapasitelerini etkiler. Bu durum, ergenlerin yetişkinlere göre dünyayı neden daha farklı algıladıklarını açıklar.
Bu değişim sürecinde ergen ilişkileri sıklıkla, kendilerini nasıl destekleyecekleri konusunda kafa karışıklığı yaşayan yetişkinler ile yoğun çatışmalara sahne olur. Kimi zaman bu tür çatışmalar, kendileri de bir değişim süreci içinde olan akranlar ile de yaşanabilir. Zaten bir kendilik ve anlam arayışı içinde olan ergen bu dönemde, kimse tarafından anlaşılamadığı ve anlaşılmayacağı duygusuna kapılabilir.
Böyle bir dönemde bir ruh sağlığı uzmanından destek alma fikri her ergen için kolay kabul gören bir görüş olmayabilir. Belli durumlar (sınav kaygısı, akran zorbalığı vb.) dışında ergenlerin psikoterapiye kendi istekleri ile gelmemeleri ruh sağlığı uzmanlarının karşılaştığı bir durumdur. Ergenlerle yoğun çalışan bir ruh sağlığı uzmanı, süreci bu farkındalıkla yönetir.
Psikoterapi sürecinde gönüllülük ilkesi esastır ve ergenlerle çalışan bir terapistin birincil amacı danışanla güvene dayalı bir ilişki kurmaya çalışmak olmalıdır. Tıpkı yetişkin terapisinde olduğu gibi ergenlerle olan psikoterapi sürecinde de ergenle çalışan uzman , genç danışanına psikoterapinin danışanın olduğu haliyle kabul gördüğü, yargılanmadığı ve sorgulanmadığı bir süreç olduğu konusunda bilgi ve teminat verir.
Psikoterapinin en temel etik ilkelerinden olan danışan gizliliği ergenlerle çalışırken de geçerli bir kuraldır. Ergenlerle çalışan psikologlar bu ilkeyi ve istisnai durumları danışan ve ebeveynlerle paylaştığından emin olmalıdır. Bu istisnalardan biri kişinin kendine ya da bir başkasına zarar verme riskinin olduğu bir durumdur. Böyle bir durumda, özellikle de adli vakalarda, gerekli kişi ve kurumlara bilgilendirme yapmak hem danışanın iyilik hali için gereklidir hem de uzmanın görevlerinden biridir.
Ergenlik dönemindeki bazı danışanlar, terapisti de öğretmenleri gibi bir otorite figürü olarak görebilirler ve hemen ilk görüşmede kendilerini açmak konusunda çekimser kalabilirler. Hatta kimi danışanlar, terapistlerini ebeveynleriyle bir iş birliği kurup kendilerini zorla değiştirmeye çalışan kişiler olarak görerek sorgulayıcı ve yargılayıcı bir tutum takınabilirler. Ergen terapisi sadece ergen psikoloğu ve ergen ile devam eden bir süreç değildir; gerekli görüldüğü durumlarda (psikoeğitim vermek gibi) ergenin bilgisi ve izni doğrultusunda ebeveynler de sürece dahil edilir. Dolayısıyla ergenin bu endişesi anlaşılabilir bir durumdur. Böyle bir durumda ruh sağlığı uzmanı sabırlı ve empatik bir tutum takınmalı; iş birliği, farkındalık ve değişim gibi konuları danışanın perspektifinden dinledikten sonra doğru bir psikoeğitimle danışanın kafasındaki soru işaretlerini aydınlatmalıdır. Ergenlerle çalışan uzman, aile görüşmelerinde ailenin çocukla daha iyi bir iletişim geliştirmesi için çaba gösterir ve aileye psikoeğitim verebilir. Fakat bu görüşmeler, ergenin psikoloğuna verdiği bilgilerin ailelere anlatıldığı bir seans gibi düşünülmemelidir. Bu konunun hem danışan hem de ebeveynler tarafından doğru anlaşılması uzmanın sorumluluğundadır.
Ergenlerin akran ilişkilerinde kullandıkları kendilerine özgü jargonları, popüler konuları ve ilişki kalıpları vardır. Ergenler özellikle ilk seanslarda, kendilerine özgü bu dilin ve iletişim paternlerinin terapistleri tarafından anlaşıldığından emin olmak isterler; bazen terapistlerini bu konularda küçük sınavlara tabi tutabilirler. Ergenlerle sık çalışan bir terapist bu konularda genel bir anlayışa sahiptir, ancak bilmediği konularda, danışanını daha iyi anlayabilmek için onun yardımına ihtiyaç duyduğunu söylemekten kaçınmaz. Bazı danışanlar terapistlerini öfke yönetimi, mizah anlayışları, güvenilebilirlik gibi konularda da sınamak isterler. Ruh sağlığı uzmanı bu tür durumlarda danışanın güven ihtiyacını görüp empatik bir tutum benimsemelidir. Tam da bu anlar terapist açısından ‘şimdi ve burada’ da modelleme aracı olarak kullanılabilecek fırsat anlarıdır.
Ergen Terapisi ne kadar sürer?
Psikoterapide süre bireyin sorunu, sorunun şiddeti, danışanın başa çıkma yöntemi, terapide kullanılan yöntem ve tekniklere göre değişiklik göstermektedir. Terapiye getirilen konuya bağlı olarak bazen birkaç seans yeterli olurken, bazı durumlarda uzun süreli ve düzenli terapi seansları gerekebilir.
Ergen terapisi problemin çözümüne yönelik olarak yapılandırılsa bile doğası gereği ergenin gelişimine odaklı olacaktır. Bu nedenle çözüme yönelik yapılan kısa aralıklı seanslardan sonra ergenin gelişimini desteklemek ve takibini yapmak amacıyla uzun süreli ve uzun aralıklarla yapılandırılacak şekilde bir planlama yapmak iyi olabilir.
Ergenlik çağı ne zaman başlar ve ne zaman sonlanır?
Ergenliğe giriş için kesin bir zaman dilimi olmasa da genel olarak kızlar 10-12 yaş arasında, erkekler ise 12-14 yaş arasında yaşlarında ergenliğe girerler. Yapılan araştırmalar %95 oranında bu yaş aralıkları arasında ergenliğin başladığını gösterse de geri kalan %5’lik dilimde daha erken ve daha geç ergenliğin başladığı da bilinmektedir. Ergenliğin erken ya da geç başlaması problem değildir.
Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olan ergenliğin 22-24 yaşa kadar devam ettiği görülmektedir.